Ana içeriğe atla

NAKIŞ TARİHİ

 



Nakış malzemeleri

Nakış malzemeleri


Nakış tarihinin bu kadar geriye gittiğini düşünmüyordum. Araştırdıkça çok ama çok gerilere insanoğlunun ilk dünyaya gelişi yani ilk insan hz.adem peygamberin zamanla kadar uzanmaktadır. O dönemden bu zamana kadar nakış hep hayatımızın içerisinde olmuştur. Araştırmalarda ve arkeolojik kazılar da bulunan M.Ö. 11. Yy a ait başa sarıldığı tahmin edilen süslü güzel bir örtünün bulunmuş olması, Mısır ve İranda duvara çizilmiş resimler, eski boyalı çömleklerin rastlanılması bunun en büyük delillerinden bir kaçırdır.
Nakış sanatı, Orta Asya Türklerinde de gelişmeler göstermiştir öyle ki kabileler birbirlerini kendilerine has nakış teknikleriyle tanırlardı. Bu özelliklerini asırlardır sürdürmüşlerdir. Gelinlik çağındaki genç  kızların çeyizlerinde gelinliklerinde nakışlar yerini almıştır.
On birinci ve on ikinci yüzyıllarda nakış sanatı Türklerde özellikle Selçuklularda büyük gelişme göstermiştir. Ipek kumaşlar üzerine incilerle değişik motifler işlenilmiş ve değişik şekiller oluşturulmuştur.
Haçlı seferlerinin başlamasıyla doğu batı ticaretinin gelişmesiyle birlikte doğuda ki nakış sanatı gelişmelerin Avrupa sıçramasına neden olmuştur. Zamanla İtalya da Osmanlı motifleri yayılma göstermiştir.

Osmanlı nakışı
On yedinci ve onsekizinci yüzyıllarda 
Osmanlı-Türk Nakışı büyük ün kazanmıştır. Hatta Avrupa'da kabul gören Macar Nakışı Osmanlı Nakışından etkilerini göstermiştir ve taklitten ileri gidememişlerdir.
On dokuzuncu yüzyıllarda nakış eski ilgisini kaybetmeye başlamıştır. Fakat milli kıyafetlerde sembol olarakta olsa kendini korumayı başarmıştır. Yirminci yüzyıllardan itibaren el nakışı Işlemek azalmış yerini makinalara bırakmıştır.

Nakış genellikle iğne, tığ ve benzeri aletlerle kumaş deri, hasır vb. maddeler üzerine sade veya karışık renkteki ipliklerle yapılan şekillere, süs, ciltli kitap kapaklarının üzerine basılan oyuk ve kabartma süslere, odaların duvar ve tavanlarına yapılan, değişik şekil ve motiflere de nakış ismi verilmektedir.

Nakışlar iğne ve kasnak kullanılarak kumaşa bazı teknikler kullanılarak uygulanmaktadır. Uygulanan teknikler desenine çeşidine göre değişiklikler göstermektedir. Sarma, kesme gibi nakış çeşitleri bulunmaktadır 

İslam-türk nakışçılığında bakır, gümüş, kalay gibi metallerde gümüş veya altınla çekilmiş ipliklerle sarılıp tellerden olun nakışlarda vardır. Bunlardan olursan nakışlar"sarma, sarma,  tel kırma"  da denilmektedir. 
Nakış, Işleme ve dikiş büyük sabır isteyen işlerdir. Bunlarla ilgilenen kişiler bulundukları yerlerin temizliğe havalandırılmasına dikkat etmelidirler. Bu iplerle ilgilenen kişilerin her daim makas, ip, masa gibi gerekli malzemelerin ellerinin altında bulundurmaları gereklidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EVDE KUMAŞTAN LASTİK TOKA NASIL YAPILIR?

  Yazı aksesuarlarla renklendirmek isteyenler için lastikli toka tarifi ile geldim. Çok az bir malzemeyle güzel bir tokaya sahip olmak çok basit... Gerekli olan malzemeler  35 x 55 santimetre büyüklükte kumaş Lastik 5 milimetre genişlikte 20 santim uzunlukta  Dikiş ipliği, toplu iğne, makas, dikiş iğnesi, mezura Öncelikle 3 tane dikdörtgen keseceğiz. İlk  dikdörtgenimizin ölçüsü 50 cm ×12 cm ebatlarında bir parça kesiyoruz. Bu parça saçımızı tutan lastik kısmı olacak.  Diğer iki dikdörtgenin ölçüsü ise 40 cm× 8 cm olarak iki tane parça kesiyoruz. Buda tokamıza fiyonk olarak olacağı için bu dikdörtgenlerin uçlarını üçgen olarak keselim.  Son olarakta 20 cm uzunlukta lastiğimizide keselim.  Kesim işlemi bittikten sonra başlayalım dikim aşamasına; 50 cm uzunlukta kestiğimiz dikdörtgen parçamızın uzun kenarlarından üst üste katlayalım. Kenarları birbirine iğneleyerek kaymasını engelleyelim. Ardından bir cm içeriden olacak şekilde dikelim.  Fiyonk için kestiğimiz iki dikdörtgenin uçlarından

YEŞİL KAHRAMANLAR (GREEN HEROS)

        Eveet; geldik mi biz de “nerde o eski..” ile başlanılan yaşlara. Artık hiçbir şey o eskisi gibi değil. Ne yediklerimizden, ne içtiklerimizden ne de aldığımız nefesten.. Eskiden şöyle derin bir nefes çektik mi bütün bahar kokusu gelirdi burnumuza. Ciğerlerimiz dört mevsimi yaşardı. Şimdilerde herkeste burun nezlesi, solunum yolları enfeksiyonları var. Egzoz dumanı, karbondioksit ve karbonmonoksit gazları, fabrika bacaları ve tabi ki bunların temel nedeni insanoğlu. Yeşil dokunun git gide azaldığı, beton dokunun ise gün geçtikçe çoğaldığı bu zamanda; Ağaçları, çalıları, çicekleri sadece parklarda ve yol kenarlarında görür olduk ve bu peyzaj  dilimi içerisine bizler evlerimizi yerleştirdik. İşte bu kaoslu  duruma en iyi çözüm evimizde bitki yetiştirmekten geçer. Bazı bitkiler var ki evinizin, odanızın hem havasını değiştirir, hem kötü kokuları ve kirli hava dumanını yok eder hem de dekorunuza güzellik katar. Bu bitkilerin bazıları hakkında kısaca bilgi vermek isterim. ARECA LUT

Antoryum çiçeğinin bakımı nasıl yapılır?

 Antoryum çiçeği kırmızı çiçeğiyle göz dolduran uzun süre çiçeği üzerinde kalan nadir çiçeklerden bir tanesidir. Güneş ışığını çok sevdiğinden karanlık ortamları hiç sevmez. Bakımı güzel sağlandığı vakit bol çiçek veren bir çiçektir.  Havadar ve toprağın içerisinde doğal besinler içeren humuslu bir toprak kullanılmalıdır.  Köklerin yoğurluk durumuna uygun bir saksıya yerleştirilmelidir ve çoğalma gösterdikten sonra saksı değişimi yapılabilir. 3 yılda bir sefer Nisan ayında toprak ve saksı değişimi kafi gelecektir.  Güneş ışığını çok seven bir bitki olduğu için güneşi düzenli görmediği müddet zarfında çiçek açmayacaktır. Direk güneş ışığı almasıyla da yaprakların yanmasına sebep olacağı için perde arkasından Güneş ışığını alması yeterli olacaktır. Isının düştüğü havaların soğuduğu dönemlerde gelişimi yavaşlayacaktır. Bundan dolayı k ış aylarında korunaklı ve güneşli bir alanda konamlandırılabilir.  Çiçeğimizi gün aşırı sulamak gerekmez haftada 2 sefer sulanması yeterli olacaktır. Toprağ