Renklimikser.blogspot.com

Çocuklar için deney yapmak harika ve eğlenceli birşey olsa gerek. Her seferinde çocukların heyecanı bambaşka oluyor onların o heyecanlı bekleyişleri görülmeye değer diyebilirim.  Bizde bu deneyimizde yumurtamızı zıplatmayı hedefledik. "Hiç yumurta da zıplar mı canım görülmüş şey değil"  gibi sözleri duyar gibiyim. Gelin hep birlikte deneyelim bakalım zıplıyor mu zıplamıyor mu? Bunun için bize lazım olan malzemeler; Beyaz sirke  Yumurta Kavanoz O kadar basit bir deney ki yumurtamızı kabuklu bir şekilde doğruca kavanoza alıyoruz. Üzerinde sirkeyimizi döküyoruz. Deneyimizin ilk aşaması hazır. Ve iki gün süreyle beklemeye alıyoruz. Bu sürede y Yumurtamızı gözlemliyoruz. Yumurtamızda küçük kabarcıklar oluşuyor.  Suyun üzerinde bulaşık köpüğü sıkmış gibi bir görüntü oluştu🤭 Bekletmeye durduğumuz yumurtanın kabukları yavaşça soyulmaya başlıyor. İkinci günün sonunda yumurtanın kabukları iyice soyulduktan sonra yumurtamız zıplamaya hazır. Masaya havadan bıraktığımız yumurta hafif ha

  Eski zamanlarda kızlar oyuncak bulamaz anneler neneler kızlarına buldukları kumaşlardan bez parçalarından bebekler dikerlermiş. Zaman geçtikçe oyuncaklar artmış alım gücü artmış ve çocuklarımıza fabrika ürünü bebekler alır olmuşuz. Eskileri yad etmek için ya da çocuklarla ufak bir etkinlik yaparak onları sevindirmek adına bizde evde basit malzemelerle yumuşacık bir bebek yapabilirsiniz. Haydi gelin hep birlikte bir çoraptan basit bir yapalım. Öncelikle hazırlamamız gereken malzemelerimiz Desenli Çorap Makas İp, İğne Yüzü için beyaz çorap Gözleri İçin Küçük Boncuk Yada Düğme Pamuk Yada Boncuk Elyaf Çorabımızı resimde görüldüğü gibi topuk kısmını çıkararak kesiyoruz. Ardından çorabımızı düzelterek tam orta kısmından ufak bir kesik atıyoruz burası ayakları olacak. Kestiğimiz bu yeri güzelce dikerek boncuk elyafımızı dolduruyoruz. Doldurduğumuz kısım bebeğimizin  gövdesi olacaktır. Gövdeyi doldurduğumuz ağız kısmını güzelce dikerek büzüyoruz. Daha sonra bebeğin kafasını yapmak iç

  Çocuklarımızı çok seviyoruz ve onlar için elimizden gelen her şeyi mümkün olduğu derece yapmayı çok istiyoruz. Fakat her zaman oyun oynamaları için oyuncak almak da ayrı bir sorun ayrı bir sıkıntı. Oyun oynamaları için illaki oyuncak almaya gerek yok. Eskiden bizlerin ne kadar oyuncağı vardı ki bizler çocuklarımızı oyuncak yığınları arasında bırakıyoruz. Oyuncaklar ne kadar sağlıklı oyun kurmaları açısından olsun hayal kurmaları açısından olsun... Imkanlar doğrultusunda elbette ki oyuncak alacağız ama bunu abartmamalıyız. Oyuncak almak yerine sizler birlikte oyun üretebilirsiniz. Farklı farklı oyunlar kurup birlikte oyunlar hazırlayıp birlikte oyun oynamak güzel vakit geçirmek için en etkili yol diyebiliriz. Çocuğunuzla beraber tasarladığınız oyunlar emin olun onları daha mutlu edecek ve sizinle birlikte geçirdiği her vakitte duygusal bağlarınız daha da artacaktır.  Yani diyeceğim o ki unutmayın araştırmalar çalı çırpı veya taşlar dışında oyuncu olmayan Hatta ve hatta hiçbir oyunc

  Bütün anne babaların en büyük korkularından biri hiç şüphesiz çocuklarının hasta olmasıdır. Çocuk hasta olduğunda evin adeta tüm neşesi kaçar ve iyileşmesi için tüm ev seferber olur. Çocuk hastalıkları canımızı çok sıkıyor olsa da ciddi bir hastalık olmadıktan sonra; çocuğun bağışıklığını güçlendirdiği için bir nebzede olsa rahatlıyoruz.  Çocuk hastalıkları arasında en çok rastlanılan durum öksürük ile başlayan tipik hastalıklar olduğu için; bu durum tüm ebeveyneleri doğal olarak rahatsız ediyor. Çünkü öksürük sadece bir hastalık habercisi değil aynı zamanda birden fazla hastalığın habercisi olabiliyor. Özellikle bu durum kuru öksürüklerde daha çok rastlanıldığı için en fazla bir hafta süren öksürüklerde mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.  Balgam Söktürücü özellikleri de vardır  Öksürük vücudun savunma sistemini oluşturan parçadan biridir. Bu yüzden öksürüğe neden olan durum tesbit edilmeden kesinlikle öksürük kesilmesi için ilaç alınmamalıdır. Çünkü eğer öksürük kesilirse mikroplar

  2 yaş sendromu olarak bilinen ve  bebeklerin kendilerini tanıma dönemi olarak adlandırılan  bu dönem  birçok aileyi zor durumda bırakmaktadır.  2 yaş sendromu; ailelerin hazırlıklı olması gereken bir dönem olduğundan dolayı çocuğunuzun hırçın olması, agresif olması ya da söz dinlememesi sizin sinirlerinizi bozmaması gereken bir durumdur. Çünkü bu dönemde çocuklar aslında sizin davranışlarınızın bir kopyasını sergiler. Unutmayın ki Dünyadaki neredeyse çoğu şeyin yabancısı olan bebek, büyürken sizi bir kaydedici olarak görür yaptıklarınızı kaydeder ve sizin davranışlarınızı, tepkilerinizi ve hareketlerinizi doğru ya da yanlış olduğunu bilmeden tekrarlar. Bu dönemde annelerin en çok yakındıkları bebeklerinin itirazları, sizin için çok yıpratıcı bir durum olsada; bu itirazlar, başkaldırışlar size karşı değildir. Bunun en büyük nedeni ise kendi bağımsızlığını  kazanmaya çalışmasıdır.  2 Yaş Sendromuyla Nasıl Başa Çıkılır? Anne ve babalar bu dönemde yani 2 yaş döneminde çocuğu ile kaliteli

Doğru bir biçimde para kullanma öğretisi genellikle çocuklarda büyük yaşlarda gelişsede, aileleri tarafından küçük çocuklara öğretilmesi gereken alışkanlıktır. Çocukların para ile tanışması başlı başına yetişkinleri karar vermekte zorlayan bir konu olduğundan dolayı; ebeveynler çocuklarına harçlık verirken çocuklarını gözaltında bulundurarak sürekli takip etmelidirler. Harçlık çocuklara iyi bir davranış sergilediğinde verilen ödül olmadığı gibi; sorumluluk duygusunu iyice pekiştirmek, aşılamak ve aynı zamanda sorumluluğu öğretmede de iyi bir aracı olarak kullanılmalıdır. Aileler harçlık vermeye genel anlamda çocuklara 7-8 yaşlarından sonra verilmeye başlanmalıdır. Çünkü küçük yaşlarda çocuğa verilen para iyi sonuçlar doğurmayacaktır. Dolayısıyla çocuk para tanımı bilmediği için küçük yaşlarda yanlış yönlendirmelere girecek ve doğru bir biçimde kullanamayacktır. Bu gibi durumun önüne geçmek ve  fast food gibi alışkanlıklardan korumak için çocuk mutlaka gözetim altında olarak ve yaşı ge

         Günümüzde çocukların zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişimi için yap boz oyununlarının etkisi büyüktür. Neden derseniz?         Puzzle, türkçe tabiriyle yapboz da çocukların yeteklerinin bulunmasında yardımcı oyunlardan sadece biridir. Şöyle ki  yapım aşamasında karmaşık ve anlamsız duran parçaların düzgün bir biçimde bir araya getirilmesi zihinsel bir çaba gerektirir. Bu özelliği ile düşünmeyi ve problem çözme çabası içine gitmeye sebep olur. Çözümü bulmak için ortaya konan zihinsel etkinlik zihin gelişimine katkıda bulunacaktır. Bir araya getirme işini başarıyla tamamladığını görmek ve çevresindekilere bunu göstermek onda özgüven duygusunu pekiştirmesini tetikleyecektir. Parçaları bütünü oluştururken el-göz koordinasyonu sağlayacaktır. Dikkatli olmayı,  parçaların ve bütün ilişkisini kurmaya çalışarak problem çözümü yetisine de sahip olmasını sağlayacaktır. Parçaları yerleştirmeye çalışırken kasları çalışacak ve kas gelişimi gerçekleşiyor olacak. Parçaları sınıflandırmaya

 Dostluğu, saygıyı, sevgiyi paylaşma duygusunu en sade ve yalın bir dille çocuklara anlatmaya çalışan harika bir kitap... Biz anne babaların dahi çocuklarımıza okurken keyif alacağınız, çocukluğunuzdaki saf ve temiz arkadaşlıklarınızı özlemle hatırlatan bir kitap olduğunu düşünüyorum.     Kitabımız çok yakın birbirini çok seven üç arkadaş kediden bahsediyor. Üç sevimli kedi; Piti, Pati ve Pus....     Kitabı çocuklara okuduğumda hatırıma çocukluğum geldi. Üç kız kardeşimle birlikte evimizin terasına çıkar ve kilimi serer uzanırdık. Sonrada yıldızların keyfini çıkarırdık. Her seferinde de kayan yıldız var mı diye bakardık taki annem sesleninceye kadar.... Kayan yıldız gördüm birkaç kere ama dilek diledim mi hiç hatırlamıyorum...      Sara Şahinkanat tarafından yazılıp Ayşe İnan Alican tarafından resimlenen yapı kredi yayınları tarafından yayınlanan bu kitapta; üç sevimli kedi Piti, Pati ve Pus'un başlarından geçen bir serüvenden bahsediyor. Serüven Piti,Pati ve Pus'un bir çatı

  Ailecek kaliteli vakit geçirmek isteyenler için harika bir oyun türü.... Zevkli ve eğlenceli olan bu oyun özel bir yeteneklerini gerektirecek bir oyun olmamakla beraber sadece hayal kabiliyetiniz yeterli olacaktır. Oluşturduğunuz şekillerle karşılıklı tahminler yürüterek eğlenceli vakitler geçirebilirsiniz. Tangram, bir kare, iki büyük ikizkenar, iki küçük ikizkenar ve bir orta boy ikizkenar dik üçgenlerle birlikte bir paralel kenardan oluşan yedi parçalı geometrik şekillerden oluşmaktadır. Kaynaklar bu oyunun Çin kökenli olduğundan bahsetmektedir. Matematik biliminin ilerlemesiyle birlikte dünyaca ünlenen bir bulmaca oyunu durumunu almıştır. Kuralları son derece basit bir oyundur. Şekil oluştururken, tangram parçalarının hepsi kullanılmaktadır. Parçaları kesinlikle birbirine temas etmelidir. Tangramda tüm parçaların kullanılarak verilen şekiller eksiksiz yerine getirilmelidir. Bu şekiller bir hayvansal olabilir, eşyada, insan hareketleride olabilir. Kısacası tangramdaki hedef so

     Oyunlar ve oyuncaklar çocukların gelişimlerinde öğrenme aracılığıyla olarak kullanılabilecek en etkin araçlardır. Çocuklar yaşayarak, eğlenerek ve grup içinde yaptıkları etkinliklerde daha çok keyif alırlar. Sınıf için de uygulanan bazı oyunlar çocukların başarılı olabilmeleri için gerekli olan sosyal becerileri kazanmasında etkilidir. Beş yaşından önce çocuğunuzun beynini zeka geliştirici oyunlarla beslemenin ve onu yetiştirmenin ne kadar hayati olduğunu biliyor musunuz? Uzmanlar beyin gelişiminin %90’ının 5 yaş itibariyle tamamlandığını ifade etmektedirler. Küçük yaşlarda eğitmeyi düşünmediğimizde, çocuklarımız anaokuluna başladıklarında gelişimsel olarak geride kalma riskiyle karşı karşıyadır. Öğrenme, okullar, kitaplar veya sıkıcı aktivitelerle sınırlı değildir. Aslında bu her ikinizin de eğleneceği, eğitiminin en iyi aşamasıdır. Çocuğunuzun eğitecek en iyi yol, sözel ve motor becerilerini hızlı bir şekilde geliştirmesine yardımcı olabilen basit ve eğlenceli aktivitelerdir.

           Bu akşam sizlere minik kuşlarımın kitaplara olan sevgilerinden bahsetmek istiyorum. Hikayeler dinlemeyi, kitapların resimlerini incelemeyi çok severler. Açıkçası biz yatarken okumuyoruz kitaplarımızı 😊 ama sürekli bir kitap okuma olayımız var. Kıtabı okuduğumuz sıra her sayfayı inceliyoruz. Hangi sayfa da nelerden bahsettiği ne anlattığı.... Gerçi biz kitap okurken soru cevap olayını yapamıyoruz. Ama hangi sayfada nelerden bahsedildiğini biliyoruz 😊 buda iyi birşey olsa gerek....          Oğlum ve kızım daha küçükler ve bu yaşlarda kitap okuma alışkanlıklarını geliştirmeye çalışıyorum. Eminim ki sizler de aynı şekilde çocuklarımız okusunlar hayal dünyaları, kelime havuzları gelişsin istiyorsunuzdur. Öyleyse diyorum ki kitap okumak kitap okumak herşeyin başında kitap okumak. Dikkatlerini toparlamak olsun zekalarını geliştirmek olsun herşey zincirleme olarak gidiyor ve bütün bu davranışları kitap okuyarak geliştirebiliriz.         Gelelim bugün sizlere okuduğumuz kitaplard

  Yapı kredi yayınları tarafından minik yavrularınızda ulaştırılan  Bu Kış Kimse ÜŞümeyecek  isimli harika kitaptan bahsetmek istiyorum. Kitabın baştan sonra tüm evresinde imzası bulunan Feridun Oral resim tasarımlarıyla olsun; harika, sade ve içten anlatımıyla olsun bizleri kitabına ve kendine hayran bıraktırmıştır. Feridun Oral, bu eserinde çocuklarımıza en anlaşılır bir dille yardımlaşmanın ve paylaşmanın önemli anlatmaktadır. Hikaye kışın soğuk günlerini yuvasında sıcak geçirmek isteyen farenin yakacak birşeyler toplamak istemesiyle başlar. Fare o kadar çok yakacak toplar ancak gücü yetmez ve ormandaki arkadaşlarından sırasıyla yardım ister. "Birlikten kuvvet doğar." deriz ya işte bu söz bu kadar güzel anlatılamazdı heral de...Biz büyüklerin bile böyle sıcak içten hikayeleri okumalarında fayda var bence... Günümüzde unutulan duyguları bencillikleri, duyarsızlığı kenara bırakıp yardımlaşmayla birlik olarak şu hayatta ki herşeyin paylaşılarak mutluluğa erişileceğini ne

  Çocuklara kitap okumayı sevdiren harika bir yazar daha Fatih Erdoğan'dan gelen bir öykü.... Öykümüz o kadar içten ve farklı bir duygu veriyor şiirsel mi desem tekerleme tatın da mı desem güzel bir duyguyla aktarmış. Öyle ki bu kitabı her okumaya başladığımızda kaç kere bitirip baştan başladığımızı hatırlamıyorum bile... Çocukların bir heyecanla kitabı alıp okumak istemeleri apayrı bir duygu 😊 Yazarımız bu öyküde kahraman olmanın ne kadar zor olduğunu anlatmıştır. Kişinin istediği hedeflere ulaşmak için nasıl zorluklarla karşılaşarak direncini yitirmeden, pes etmeden amacına elbet birgün ulaşabileceğini küçük kahramanlarımıza çok güzel akıcı bir dille anlatmıştır. Kahramanın bir keçi kadar inatçı olup umutlarından hayallerinden vazgeçmemesi gerektiğinden bahsetmiştir. Çocuklarımızda kahramanlar gibi çıktıkları yolda pes etmeden, yollardan, dikenli yollarda olsa, dağları tepelerde olsa zor koşullarda dirençlerini kaybetmeden hedeflerine ulaşmaları dileğiyle... Gönüllerimizin k