Renklimikser.blogspot.com

    Atkins Diyeti Sağlıklı mı sağlıksız mı diye en çok tartışılan diyetlerden biri de; Dr. Atkins’in listesi. Diyetin özünde, aldığınız karbonhidrat miktarını mümkün olduğunca düşük tutmak ve protein bakımından zengin beslenmek üzerine kurulu. Dr. Atkins’e göre bu tarz bir beslenme şeklinde yağ yakmamak imkânsız. Çünkü vücut, temel enerji kaynağı, karbonhidrattan yoksun kaldığında enerji açığını kapatmak için yağları kullanmaya başlıyor.                      Başlangıç aşamasında ilk 14 gün, kafein başta olmak üzere, meyve, ekmek, tahıl, makarna ya da nişastalı sebzelerin olmadığı ve daha sonraki aşamalarda azar azar listeye dahil edildiği diyette iki hafta gibi kısa bir zamanda kilo vermek mümkün. Fakat diyetisyenlerin diyetin geçerliliği konusunda ikiye ayrıldıklarını ifade etmekte fayda var.       Dukan Diyeti      Pierre Dukan’ın ürettiği diyetin milyonlarca takipçisi var. Diyetin özünde, yüzde 40 protein, yüzde 60 sebze…                      Başlangıç aşaması adı verilen bir

 İşlenmiş paketle ürünler, düzensiz beslenme, asitli içecekler, hareketsiz bir yaşantı gibi faktörler bir araya gelince kanımızda ki şeker oranında hareketlenme yaşanır. Kimi insanlarda yükselirken kimi insanlarda da düşüş görülebilir. Sürekli hale gelen bu durumdan daimi olarak kurtulmak istiyorsak tam anlamıyla sağlıklı yaşamın içerisinde olması gerekenleri yerine getirmeliyiz. Gelelim o an için yaşadığımız anlık değişimi düzeltmek için bir takım besinlerden faydalanabiliriz. Sağlıklı yaşam için faydalanabileceğimiz bu besinler zinciri sırasıyla; Tarçın, diyet listelerinde sıklıkla karşılaştığımız bir üründür. Bu ürün kan şekerini dengelemede on numara diyebiliriz. Vücuttaki insülin direncine en etkili şekilde fayda sağlar. Yeşil yapraklılar, antioksidan açısından zengin olmakla birlikte c vitamini deposudur. Yeşil yapraklı bitkiler lif bakımından zengin olmalarından dolayıdır ki kan şekerindeki ani hareketliliğide dengelemektedir. Süt ve süt ürünleri, probiyotik bakımından en zengin

 Son zamanlarda kolajen kavramını çok duyar olduk nedir ne işe yarar bende çok merak ettim ve sizler için araştırdım.  Kolajen son zamanlarda takviye ilaçlar şeklinde tercih edilse de vücudumuzun yapı taşlarından birisiymiş. Yani vücudumuz kolajen üretimi yapıyor lakin yaş ilerledikçe vücutta üretimi de azalıyor. Yalnız düzenli ve dengeli beslenmeyle vücudun kolajen üretimine yardımcı olmaktadır.   KOLAJEN NEDİR? Kolajen, vücudumuzdaki proteinlerin belli bir kısmını oluşturan başta cilt kasları kemiklerimize ve bağ dokularımıza güç ve esneklik sağlamakla sorumlu vücudumuzun ürettiği bir proteindir. Yani vücudumuzun doğal olarak üretmiş olduğu bir protein ve sudan sonra en çok bulunan bir madde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak  yaşımız ilerledikçe vücudumuzda bulunan bu kolajen üretimi azaldığı için takviye ürünler alınmakta. KOLAJEN NE İŞE YARIYOR? Kolajen vücudumuzdaki esnekliği kasların esneklik yapısını, eklemlerin esnekliğini doku onarımları gibi temel vücud fonksiyonlarından sorumlu

  Mutluluk hormonu olarak bilinen endorfin hormonu, kişinin acı veya başka bir durumunda beynin bu hormonu salgılayarak o durumun acısının hafiflemesini sağlar. Endorfin hormonu vücutta oluşmuş olan herhangi bir ağrı veya dış darbenin ağrı şiddetini azaltarak kişinin daha az rahatsız olmasını sağlamaktır. Aslında endorfin hormonu bu işlemi yapmak için kısa süreliğine acı olan bölgedeki sinirleri uyuşturarak  doğal bir uyuşturucu etkisi yaratmış olur. Örneğin sentetik olan morfin nasıl kişiyi uyuşturuyor ve acı hissetmesini engelliyor ise endorfin hormonu bu işlevi doğal olarak yapmaktadır. Endorfin hormonunun vücut düzeyinde normal seviyede olması gerekir. Çünkü nasıl bir vitamin fazlalığı veya azlığı kişini vücuduna zarar vermeye başlıyor ise buda aynı şekilde olmaktadır. Endorfin hormonunun vücut içinde dengesinin sağlanması kişinin daha mutlu ve huzurlu olmasını sağlar. Bu hormonu doğal şekilde aktifleştirmek ve az miktarda ise yükseltmek istiyorsanız aşağıdaki yöntemleri uygulayın.

  Vücudumuzu toksinlerden neden kurtarmalıyız hayatın koşuşturması hengamesi derken kendimizi o kadar kaptırıyoruz ki... Bu koşuşturmaca kimi zaman kendimizi unutturuyor. Ne kadar komik değil mi? Kendinize vakit ayıramamak... ayıramamak....  Kimi şartlardan öyle gerektiriyorken kimi de keyfi hareketlere düşkünlüğümüzden ya da ihmalkarlıktan artık Sizler nasıl nitelendirirseniz... Öyle ki çok da önemsemediğimiz sağlığımız önemsemediğiniz derken şunu duyar gibiyim "insan sağlığını nasıl önemsemez? nasıl dikkat etmez?"  ama dikkat etmiyoruz işte. Bir kendinize bakın Ne kadar düzenli egzersizler yapıyorsunuz ya da ne kadar sağlıklı besleniyorsunuz? Bunları incelemeye başladığımızda eğer cevaplar olumsuzsa... Yani diyelim ki sağlıksız besleniyorsunuz zararlı gıdaları tüketiyorsunuz eh bir de hareketler kısıtlıysa zincirleme olarak bu durumda vücutta toksinler zararlı maddeler birikmeye başlıyor. Bu da zaman içerisinde vücut mekanizmamız da olumsuzluklar baş göstermeye başlıyor.

  Diyet yapmak sabır, istek ve kararlılık istemektedir. Kilolarınız vücudunuza yerleşmiş olabilir kilo vermeye zorlanıyorum diye düşüncelerede kapılabilirsiniz... Fakat siz kararlı ve istekli olursanız kilolarınızı yavaş yavaş vermeye başlayacaksınız. Kesinlikle ümidinizi yitirmeyin. Yalnız diyete başlarken iyi araştırmalı, alanında uzmanlar kişilerden yardım alınmalıdır. Lakin uzmana gitmeye imkânsız yok ve de çok az fazlalıklarınız varsa bazı kurallara uyarakda kilo verilebilir. Bu kurallara uyulursa uyguladığınız diyet muhakkak etkisini gösterecektir. 1) Diyetisyene başvurulmalıdır . Diyete başlamadan önce muhakkak bir diyetisyenden yardım alınmalıdır. Çünkü diyetisyenle oluşturulan program kişinin yaşam düzeni ve aktivitelerine en uygun, sağlık sorunlarının yaşanmaması için en uygun listeyi oluşturmaya etkin olacaktır. Açık olmak gerekirse diyet kişiye özeldir çünkü beslenme kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir. Misal kimi yiyecekler kişiye fayda sağlarken kimi yiyecekler

Detoks Diyeti, vücutta biriken toksinleri arındıran, yağ yakıcı bir yöntemdir. "Peki bu toksinler nasıl oluşur ve vücudumuzu nasıl etkiliyor?" diye soracak olursanız.... Şöyle açıklanabilir; toksin vücudumuzu olumsuz şekilde etkileyen sağlığımızı bozan zehirli maddelerdir. Vücuttaki toksin artışıyla beraber bağışıklık sisteminde, sindirim sisteminde bozulmalar baş gösterir. Akabinde kilo alımında artış, halsizlik, uykusuzluk, sürekli baş ağrısı gibi sağlık problemleri baş gösterebilmektedir. Işte vücutta biriken bu toksinlerden mümkün olduğunca belirli aralıklarla detoks diyetleri yaparak en sağlıklı şekilde toksinlerden kurtulabiliriz. Bu süreçleri uzun aralıklar olarak değilde her ay 3-5 günlük süreçlerde de rutin bir program haline getirmekte fayda vardır. Detoksu kesinlikle uygulaması gereken kişiler Sabah ayılmakta zorluk çekenler  Kendini sürekli halsiz hissedenler  Monoton hayata sahip olanlar Şişkinlik, ödem gibi rahatsızlıkları olanlar Yetersiz su içenle

Karın çevresi yağlarını ne kadar estetik bakımdan sorunlu olarak görsekte aslında sağlık açısından da büyük bir sorun..... Vücutta ki yağların bel çevresinde ki yağlar, karın içinde ki ve iç organlarımızı saran yağlar diyqbetten tutun kalp rahatsızlıklarına, yüksek tansiyon gibi birçok hastalığın başlamasına zemin olabilmektedir. Karın içi yağlanmaların yapısı nedeniyle bazı hormonel reaksiyonlar baş göstermektedir. Şöyle açıklama gerekirse vücudun yağ dengesini insülin hormonu yönetir. Karbonhidrat, şeker tarzı tüketimin fazla olması durumunda sindirim güçlenir ve karbonhidrat glikoza dönüşür. Hızlı kana karışan şekerli ve nişastalı ürünler yoğun olarak tüketildiğinde, kan şekerinde animasyonla yükselişler meydana gelir. Bu yükselişler belli bir düzeyi geçtikten sonra hücreler zarar görmeye başlar. Vücudunuzda bunu önlemek için insülin salgılamaya başlar. Salgılanan insülin, bu şekeri karaciğere ve kaslara gönderir. Buralarda da fazla şeker bulunuyorsa bu sefer şeker yada dönüşür. V